Hakan Yuce
  Ekonomi Haberleri
 

Küresel ekonomi 2009’da toparlar



ULUSLARARASI Para Fonu (IMF) Başkanı Dominique Strauss-Kahn, küresel ekonominin 2009’dan önce toparlanmasının beklenmediğini söyledi.

Strauss-Kahn, Kudüs’teki bir konferans yaptığı açıklamada, mevcut küresel mali krizin önemli bir kısmının sona erdiğini vurguladı. IMF Başkanı, küresel ekonomideki yavaşlamanın ise gelecek yıldan önce sona erecek gibi görünmediğini ifade etti.


AB'ye girdiğimizde faiz oranları düşecek

A.A.

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Türkiye'nin her yıl 40 milyar dolardan fazla faiz ödediğini, AB'ye girildiğinde faiz oranlarının azalacağını belirtti

Unakıtan, Kırşehir Ticaret ve Sanayi Odasında düzenlenen vergi ödül töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin artık eski Türkiye olmadığını, Türkiye'nin geçen yıl 659 milyar dolar Gayri Safi Yurt İçi Hasılası ile dünyanın 15. en büyük ekonomisi haline geldiğini bildirdi.

Türkiye'nin beklenenin üzerinde gelişme sağlayarak, küresel ekonomi içinde önemli yere sahip olduğunu vurgulayan Unakıtan, Kırşehir'in bu gelişmelerden payını alması gerektiğini, tanıtıma önem verilmesi, termal kaynakların iyi değerlendirilmesi ve teknolojik tarım konusunda yatırım yapılması gerektiğini kaydetti.

Kırşehirlilerden müteşebbis ruhunu güçlendirmelerini isteyen Bakan Unakıtan, “Müteşebbislik için ihtiyacınız varsa yanıbaşınızdaki Kayseri'ye gidin. Havasını soluyup, suyunu için” diye espri yaptı.

Bazı illerde uygulanan teşviklerin süresi dolduğunda uzatılması gerektiğini anlatan Unakıtan, Kırşehir'de teşvik uygulamasının uzatılması için gerekli desteği sağlayacaklarını söyledi.

Kırşehir'de müteşebbisin az olduğunu, ilin içine kapandığını belirten Unakıtan, şöyle konuştu:
“Eskiden Türkiye'de böyle içine kapanıktı. Ama rahmetli Özal zihniyeti değiştirdi. Hala Türkiye'nin içine kapanmasını isteyenler var. Hala AB'ye girmeli miyiz, girmemeli miyiz bunu tartışıyorlar. Türkiye her yıl 40 milyar dolardan fazla faiz ödüyor. Türkiye'nin yatırım bütçesi 15 milyar dolar. AB'ye girdiğimizde faiz oranları düşecek. Avrupa ülkelerinin borcu bizden fazla ama bizim kadar faiz ödemiyorlar. Diğer taraftan imaj önemli. Bizim ürettiğimiz malın aynısını Avrupa ülkeleri 2 katı fiyata satıyor. 6 yıldır uyguladığımız mali disiplin ile iki yakamızı bir araya getirdik. Borçlarımız azaldığı için faiz dışı fazla yapmamıza gerek kalmadı. Bir ülkede faiz dışı fazla azalıyorsa iyi şeyler oluyor demektir. Ancak, ona da kötü gözle bakanlar oluyor.”

Avrupa'da yılın bakanı seçildiğini, bu başarının milletin başarısı olduğunu, ancak bazı kesimlerin her şeye kötü bakma gayreti içinde olduklarını ifade eden Unatıkan, “dünyada halen süren krizi en asgari şekilde atlatıyoruz, yeter ki biz kendi kendimize sıkıntı çıkarmayalım” diye konuştu.

ÖZELLEŞTİRMELER SÜRECEK

Türkiye'de sanayiciliğin bir “çile” olduğunu, bu devirde iş yapmanın zor olduğunu kaydeden Unakıtan, ancak yatırım yapılmadan ülkenin kalkınamayacağını belirterek, yatırımcılara teşekkür etti.

Hükümet olarak üretimi, istihdamı ve ihracatı özel sektörün artırmasını istediklerini, bu nedenle özel sektörün önünü açmaya çalıştıklarını kaydeden bildiren Unakıtan, şöyle devam etti:
“Bu devirde iş yapmak zor ama tüm yatırımcılarımızı kutluyorum. Ben zaten sizin ortağınızım. Zarar ederseniz karışmam ama kar ederseniz vergimi alırım. Devlet işletmeci olunca zarar ediyor. Geçmişte, devlet fabrikaları bir önceki yıla oranla az zarar edince ona bile seviniyorduk. Özel sektör iş yapana para veriyor, iş yapmayana (güle güle) diyor. Ama bunu devlet yapamıyor. Devlet işine yaramayanı gönderince Danıştay'dan geri geliyor. Özelleştirme mutlaka gerekli. Özelleştirmelere aynı hızla devam edeceğiz. Özelleştirme ihalelerini de en şeffaf şekilde yapıyoruz. Kimse (hakkım yendi) diye itiraz etmedi. Sadece sendikalar itiraz ediyor. Çünkü, onların sistemi bozuluyor. Ama bu sistem ülkeyi geri bırakıyor.”

Unakıtan, Kırşehir Ticaret ve Sanayi Odasında düzenlenen ödül töreninde, daha sonra en fazla gelir, kurumlar ve emlak vergisi ödeyen, en fazla ihracat yapan ve en fazla ekonomiye katkı sağlayan 5 sanayici ve iş adamına plaket verdi.

Kırşehir Valisi Lütfullah Bilgin'i ziyaret eden Bakan Unakıtan, burada yatırımlar ve ilin sorunları hakkında brifing aldı.
Gazetecilerin KEY (Konut Edindirme Yardımı) ödemeleri ile ilgili sorularını yanıtlayan Unakıtan, “Bu konuda Ziraat Bankası ve TOKİ'den daha net bilgi alınabilir. O konuda bizden yana bir sıkıntı yok. Onlar (tamam) dediğinde bizden yana sorun yok. Ziraat Bankasının hesaplarında bir karışıklık olmuş herhalde. Onlar uzun süredir çalışıyor. Bu işin baştan sahibi TOKİ idi. Onlar da ilgili mevzuat çalışmalarını yapıyorlar. Muhtemelen Temmuz ayında ödemeler yapılabilir” dedi.

Vali Bilgin, Bakan Unakıtan'a ilin kültürel değerlerini anlatan, kitap ve broşürler hediye etti.

Daha sonra Kırşehir Belediye Başkanı Halim Çakır'ı ziyaret eden Bakan Unakıtan, belediye girişinde 40 davul ve zurna ile yapılan gösteriyle karşılandı. Ziyarette yaptıkları hizmetler hakkında bilgi veren Başkan Çakır, Bakan Unakıtan'a onyx mermerinden yapılan vazı ve el dokuması kilim hediye etti.

Bakan Unakıtan, Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği'ni de ziyaret ederek, burada esnaf ve sanatkarlarla bir süre sohbet etti.

Dünyadaki krizden Türkiye'nin de etkilendiğini, enflasyon oranlarının bir miktar arttığını anlatan Unakıtan, bunların geçici olduğunu, önemli olanın siyasi ve ekonomik istikrarın korunması olduğunu söyledi.
Vali Bilgin, burada Bakan Unakıtan'a Ahi Kaftanı giydirdi.

Türkiye’nin şimdiki yol haritasını değiştirmek siyasi intihar getirir



TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, sandıktan bir koalisyon hükümeti bile çıksa, gelecek hükümetin Türkiye’nin mevcut yol haritasını değiştirmeyeceğini savundu. Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Bunu deneyen intiharını yaratır" derken, beklentisinin Türkiye’nin iki seçimi de sorunsuz atlatacağı yönünde olduğunu söyledi.



TÜRK Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, genel seçimlerden koalisyon da çıksa, kimsenin Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) yönelmiş, ekonomide kalıcı istikrarı önemli ölçüde yakınlaştırmış yol haritasını değiştirmeyeceğini savundu. Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Türkiye, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve AB çıpasıyla önemli başarılar elde etti. Şimdi toplum bu yolda yürümenin devamını bekliyor. Onun için sandıktan nasıl bir hükümet çıkarsa çıksın, kimse bu yol haritasından dönmek istemez. Bu yol haritasından geri dönmek siyasi intihar olur" dedi.

PRİM VERMEMEK HAKSIZLIK:

Arzuhan Doğan Yalçındağ, önceki akşam gazetelerin ekonomi yönetmenleriyle düzenlediği sohbet toplantısında, geçen 4-5 yıllık dönemde IMF’yle birlikte hazırlanan ekonomik programda sağlanan başarıya dikkat çekti. Arzuhan Doğan Yalçındağ, şöyle konuştu: "Enflasyon uzun yılların ardından tek haneyi gördü. Borçların GSMH’ye oranı yüzde 50’ye doğru indi. Ortalama yıllık yüzde 7.5’lik büyümeleri yaşadık. Sağlanan bu olumlu tablo karşısında hükümete prim vermemek haksızlık olur. Şimdi Türkiye’nin küresel dalgalanmalardan aşırı düzeyde etkilenmemesini sağlayacak ortamı hazırlamak gerekiyor. Bu da istikrarlı büyümeyle olur. Ortaya çıkan olumlu tablo arasında en önemli risk olarak da yüksek cari açığın üzerinde durmak gerekiyor."

SEÇİM GİDİŞATI DEĞİŞTİRMEZ:

Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler nedeniyle iki seçimli 2007’de büyümenin yüzde 5’i aşmasını beklemediklerini ifade eden Arzuhan Doğan Yalçındağ, şunları dile getirdi: "Kanımca Türkiye iki seçimli 2007’yi krizsiz sorunsuz atlatacak. Asıl büyümeyi yeniden 2008’den itibaren yakalayacağımızı düşünüyorum. Seçimlerle ilgili hiçbir önyargımız yok. Çünkü, seçimlerden çıkacak sonucun Türkiye’nin mevcut olumlu yol haritasını değiştirmeyeceğine inanıyoruz. Sandıktan nasıl bir tablo çıkarsa çıksın, Türkiye 2008’den sonra de IMF çıpasını kullanacak formül bulmalı. Ayrıca AB çıpasına da sıkı sıkıya sarılmalı."

DEMOKRASİDE KOALİSYON DA VAR:

Arzuhan Doğan Yalçındağ, "TÜSİAD genelde tek başına iktidarla Türkiye’nin istikrarı daha rahat yakalayabildiğini vurgular. Eğer seçimde sandıktan koalisyon çıkarsa, ekonomide bir olumsuzluk yaşanır mı" sorusunu ise şöyle yanıtladı: "Sandıktan çıkacak sonuca hepimizin saygı duyması lazım. Demokraside koalisyon da vardır. Biz koalisyonlara dönük tedirginliğimizi geçmiş olumsuz tecrübelere bakarak dile getiriyoruz. Ancak, Türkiye’nin artık uzlaşma kültürünü yerleştirmesi gerekiyor. Ben sandıktan koalisyon da çıksa, gelecek hükümetin mevcut yol haritasını çok fazla değiştirmek isteyeceğini sanmıyorum. Elbette ilerleme tempoları, yöntemleri farklı olabilir. Ama Türkiye mevcut olumlu yol haritasında yürümeye devam eder. Aksini deneyen siyasi intiharını yaratır."

Cari açık riskini azaltmayı, dalgalı kurdan vazgeçerek denemeyelim

TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, yüksek cari açığın Türkiye’nin önünde ciddi risk olarak durduğuna dikkat çekerek, şu yorumu yaptı: "Cari açık riskini azaltmanın yolu bence dalgalı kurdan vazgeçmekten geçmiyor. Böyle bir çözüm palyatif olmaktan öteye gidemez. Cari açık bugün dünyadaki bol likidite ve Türkiye’ye yönelen yabancı sermaye sayesinde fazla risk değilmiş gibi görünse de, bu riski gözardı etmemeliyiz. Türkiye’de yatırımları önü daha fazla açılmalı, istikrarlı büyüme sürmeli. Cari açığı azaltmaya daha kalıcı çözümler üretilmeli."

1.8 milyon Euro’yu harcadık AB’de sıra yerel basına geldi

ARZUHAN Doğan Yalçındağ, üyelerden topladıkları 1.8 milyon Euro’luk kaynakla AB ülkelerinde yoğun bir tanıtım ve lobi kampanyası yürüttüklerini hatırlatarak, bu konudaki bir soruyu şöyle yanıtladı: "Amacımız bu çalışmaları sürdürmek. Yeniden bir fon oluşturmayı düşünüyoruz. Önümüzdeki dönemde amacımız AB ülkelerindeki yerel medyaya odaklanmak. Çünkü, o ülkelerdeki yerel medya toplumlar üzerinde oldukça etkili. Şimdi bunun hazırlıklarını yapıyoruz."

Cumhurbaşkanı seçiminde uzlaşma bekleriz, kimsenin adını vermeyiz

TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, "TÜSİAD bir süredir, ’Cumhurbaşkanlığı seçiminde toplumsal uzlaşma sağlanmalı’ çağrısı yapıyor. Bu çağrınız, ’Tayyip Erdoğan olursa toplumsal uzlaşma sağlanamaz’ anlamına mı geliyor" sorusunu şöyle yanıtladı: "Biz isimler üzerinde asla durmuyoruz. Cumhurbaşkanlığı makamının daha uzlaştırıcı, siyasi parti etkisinden uzak olması gereken bir mevki olduğunu düşünüyoruz. Başbakanlık makamı icra yeridir. Siyasi riski de içerir. Cumhurbaşkanlığı makamı daha farklıdır. Bu yüzden Cumhurbaşkanı seçiminde toplumsal uzlaşma aramanın yerine olacağı görüşündeyiz. Ancak, Anayasamızın çizdiği kurallar çerçevesinde TBMM’den çıkacak sonuca da elbette saygı duyarız."

Seçim havaları dağılınca AB ile ilişkiler rayına girecek

TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, iş dünyasının en güçlü sivil toplum örgütü olarak 2014’ü Avrupa Birliği’ne (AB) tam üyelik hedefi koyduklarını hatırlatarak, şunları dile getirdi: "Eğer 2014’ü kaçırırsak, tam üyeliğimizin 2021’e sarkma riski ortaya çıkar. Bizce önümüzdeki 7 yıl, tam üyelik yolunda yürümek için yeterlidir. Bugün AB’nin Fransa gibi ağırlıklı ülkelerinden Türkiye açısından pek olumlu sinyaller gelmiyor. Türkiye’de de seçim yılı nedeniyle AB yolunda ilerlemenin yavaşlayacağı görünüyor. Sokaktaki vatandaş desteği de doğal olarak azalıyor. Hem Fransa gibi AB ülkelerinde, hem de bizde seçimler bitip, o hava dağıldıktan sonra, iki taraflı olumlu gidiş yeniden sağlanabilir."

MEDEF’in Başkanı ’Türkiye için en iyi örnek senin başkanlığın’ dedi

TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Fransa’daki iş dünyası örgütünün kadın başkanıyla bir süre önce İstanbul’da buluştuklarını. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da kendilerini birlikte kabul ettiğini hatırlatarak, şunları anlattı: "MEDEF Başkanı Laurence Parisot, Fransa’da çok güçlü bir kadın. Cumhurbaşkanı adayı Nicolas Sarkozy’nin de yakın arkadaşı. Kendisi Fransa’da Türkiye’nin bayraktarlığını yapma sözü verdi. Ayrıca bana, ’Gel Fransa’da seni TV kanallarında dolaştırayım. Fransız halkı iş dünyası örgütünün başındaki Müslüman, modern Türk iş kadınını görüp tanısın, böylece Türkiye hakkındaki olumsuz bakışları değişir’ dedi. Ayrıca bize Fransa’da bir halkla ilişkiler şirketi de önerdi. Hemen onlarla bağlantıya geçtik."

Haksız eleştiriler yüzünden, adaylıktan vazgeçmeyi düşündüm

TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Seçilmenizden önce derneğinize sizin gibi bir medya patronunun başkanlık yapmasının doğru olmayacağı yolunda görüşler ortaya çıkmıştı. Şimdi o eleştiri havası dağıldı mı" sorusu üzerine şöyle konuştu: "Yöneltilen haksız eleştiriler yüzünden bir an TÜSİAD’a zarar vermemek için adaylıktan çekilmeyi bile düşündüm. Ancak derneğimizin üyeleri bana sahip çıktı. Şimdi o eleştirilerin gerilerde kaldığını sanıyorum. TÜSİAD Başkanlığı benim için çok önemli ve onurlu bir görev. Yönetimdeki arkadaşlarımızla birlikte görevimizi en iyi şekilde yapmaya çalışacağız."

KA-DER’in ’bıyık’ kampanyasını doğru buldum

ARZUHAN Doğan Yalçındağ, KA-DER’in Meclis’te kadın milletvekili sayısının artırılması için başlattığı "bıyık kampanyası"nı doğru bulduğunu belirterek, şunları söyledi: "TÜSİAD yönetiminden Ümit Boyner de zaten kampanyanın içinde aktif. Bana da ’bıyık’ önerdiler. Ancak o sırada yurtdışındaydım. Türkiye’de birkaç seçim dönemi partiler yüzde 30-40 kadın kotası belirlemeli. Kadın adaylar sadece seçilemeyecekleri sıralarda aday gösterilmemeli. Fermuar veya sandöviç yöntemiyle. Yani bir erkek, bir kadın şeklinde sıralama yapılmalı."

Krank mili, TÜSİAD gücünü simgeleyen anıt olacak

TÜSİAD Genel Sekreteri Haluk Tükel, derneğin merkezinin önündeki yeşil alana "Sivil Toplumun Gücü" temalı bir anıt dikeceklerini söyledi. Tükel, anıt olayını şöyle anlattı: "Başvurularımızı yapıp, bahçeye bir anıt yerleştirme kararı aldık. Anıt arayışımız sırasında Rahmi Koç Müzesi deposunu gezdik. Bir geminin krank milinin TÜSİAD için ’Sivil Toplumun Gücü’ olarak adlandırabileceğimiz bir anıt olabileceğinde karar kıldık."

 

 
 
  Bugün 9 ziyaretçi (10 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol